İran’ın, ABD ile sonuncu bir nükleer mutabakata varmadan önce süreksiz bir anlaşma ihtimalini değerlendirdiği bildirildi. Tahran yönetimi, kapsamlı müzakereler başlamadan önce iki tarafın üzerinde çalışabileceği süreksiz bir plan sunmayı planlıyor.
İran, ABD ile son bir mutabakata varmadan önce süreksiz bir nükleer uzlaşma ihtimalini değerlendirmek istediği ve Tahran yönetiminin, kapsamlı bir anlaşma için müzakerelere başlamadan önce, iki ülkenin geçici bir anlaşma üzerinde çalışması yönünde bir teklif sunmayı planladığı öne sürüldü.
Axios’un hususa yakın kaynaklara dayandırdığı haberine göre, İranlı yetkililer, ABD Başkanı Donald Trump’ın belirlediği iki aylık süre zarfında teknik olarak karmaşık bir nükleer muahedeye varmanın gerçekçi olmadığını düşünüyor. Bu nedenle, muhtemel bir tansiyonu önlemek gayesiyle daha fazla zaman kazanmayı hedefliyorlar.
Habere göre süreksiz mutabakatın, İran’ın kimi uranyum zenginleştirme faaliyetlerini askıya almasını, yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyum stokunun azaltılmasını ve Birleşmiş Milletler müfettişlerinin nükleer tesislere daha fazla erişim sağlamasını içerebileceği bedellendiriliyor.
Neler olmuştu?
Mart ayı başında Trump, İran’ın dini lideri Ali Hamaney’e bir mektup göndererek, nükleer program konusunda bir muahedeyi tercih ettiğini, aksi halde askeri bir karşılık vereceğini bildirmişti.
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Tahran’ın ABD’yi direkt müzakerelere çağırmadığini, görüşmelerin lakin üçüncü ülkelerin arabuluculuğuyla mümkün olabileceğini belirtmişti. Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ise, İranlı ve ABD’li temsilcilerin 12 Nisan’da Umman’da üst seviye dolaylı görüşmeler gerçekleştireceğini açıklamıştı.
İran, 2015 yılında İngiltere, Çin, Fransa, Almanya, Rusya ve ABD ile birlikte, yaptırımların kaldırılması karşılığında nükleer programını sonlandırmayı kabul ettiği Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nı (KOEP) imzalamıştı.
Ancak ABD, Trump döneminde 2018’de mutabakattan çekilmiş ve İran’a yeniden yaptırımlar uygulamaya başlamıştı. Buna karşılık Tahran, anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerini kademeli olarak azalttığını ve uranyum zenginleştirme benzeri alanlarda kısıtlamaları kaldırdığını duyurmuştu.