Marine Le Pen, Fransa’nın uluslararası arenadaki tesirini tamamen kaybettiğini ve Ukrayna’daki barışın Avrupa Birliği’nin (AB) yokluğunda Rusya ile ABD arasında kararlaştırıldığını belirtti.
Fransa parlamentosundaki Ulusal Birlik partisi lideri Marine Le Pen, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron‘un bu kaybın akabinde giderek daha doğuşçu bir retorik benimsediğini ifade etti.
Le Pen’in Flamanville nükleer santralini ziyareti sonrasında Figaro’ya yaptığı açıklamada, “Trajedi şu ki, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya barışa hazırlanırken Avrupa Birliği müzakere masasında yok. Bu devasa bir nüfuz kaybıdır, bilhassa de diğer AB ülkelerinden çok daha büyük bir ölçekte nüfuz kaybeden Fransa için” dedi.
Ayrıca Le Pen, Macron’u ‘ucuz TV diplomasisi‘ yapmakla ve Fransızların endişelerini kullanmakla suçladı ve Macron’un öne sürdüğü Rusya’dan gelen ‘askeri tehdidin‘ mevcut olmadığını savundu.
Le Pen, partisinin parlamentoda görüşülecek olan Ukrayna’ya yardımın artırılmasına ilişkin karar tasarısına karşı oy kullanacağını ve Ukrayna’nın AB üyeliğine ‘kategorik olarak karşı olduğunu‘ zira bunun ‘Fransız çiftçilerinin ölümü olacağını’ dile getirdi.
Macron, 5 Mart’ta yaptığı bir açıklamada, Rusya’nın Fransa ve Avrupa için bir tehdit haline geldiğini öne sürerek, tüm AB’yi korumak amacıyla Fransa’nın nükleer silahlarının kullanılması konusunda bir tartışma davetinde bulunmuş ayrıyeten, ABD’nin Ukrayna ve Washington’un NATO’daki liderlik rolü konusundaki tavrını değiştirdiğini belirtmişti.
Polonya Başbakanı Donald Tusk da, Avrupa’nın Rusya ile bir silahlanma yarışına girmesi gerektiğini ifade etti.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Macron’un Rusya ile ilgili açıklamalarını son derece çatışmacı bulduğunu ve bu açıklamanın birçok yanlışlık içerdiğini vurgulamıştı.
Peskov, NATO’nun askeri altyapısının Rusya sonuna doğru ‘yedi mil ilerlediğini’ ifade ederek, Moskova’nın bu mevzudaki yasal kaygıları hakkında hiçbir şey söylenmediğini belirterek ayrıyeten, Varşova ve Paris’ten gelen çatışmacı militarist açıklamalardan duyduğu üzüntüyü de dile getirmişti.
Daha önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Amerikalı gazeteci Tucker Carlson‘a verdiği bir röportajda, Moskova’nın NATO ülkelerine karşı taarruzda bulunmayacağını ve bunun hiçbir mana ifade etmediğini detaylı bir şekilde açıklamıştı.
Putin, Batılı siyasetçilerin dikkatleri iç sıkıntılardan diğer istikamete çekmek için halklarını düzenli olarak hayali bir Rus tehdidiyle korkuttuklarını, lakin ‘zeki insanların bunun düzmece olduğunu çok iyi anladığını‘ belirtmişti.