DOLAR
40,1704
EURO
47,0707
ALTIN
4.336,96
BIST
10.358,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

NATO’nun savunma harcamalarını artırma kararı Türkiye ekonomisini nasıl etkileyebilir?

NATO’nun savunma harcamalarını artırma kararı Türkiye ekonomisini nasıl etkileyebilir?

NATO’nun savunma harcamalarını artırma kararı Türkiye ekonomisini nasıl etkileyebilir?
02.07.2025 22:20
0
A+
A-

NATO liderleri, 2035 yılına kadar savunma harcamalarını ülkelerinin toplam ekonomik üretiminin yüzde 5’ine çıkarma konusunda anlaştı.

25 Haziran’da sona eren NATO Zirvesi’nin sonuç bildirisinde yer alan taahhüt kapsamında, üye devletler gelecek on yılda gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) en az yüzde 3,5’ini temel savunma harcamalarına ayıracak.

Ülkeler altyapı gibi dolaylı savunma harcamalarını ise en fazla yüzde 1,5’e yükseltecekler.

BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Kuzey İrlanda’daki Ulster Üniversitesi İşletme Okulu’nda çatışma ekonomisi alanında uzman ekonomist Dr. Luqman Saeed, NATO’nun yüzde 5 taahhüdünün önemli bir değişimi ifade ettiğini söylüyor.

Ülkelerin milyarlarca dolarlık ek harcama yapmasını öngören bu değişimle ilgili İspanya, Belçika ve Slovakya gibi ülkeler, hedefe ulaşmanın kolay olmayacağını söyleyerek endişelerini dile getirdi.

Türkiye ise kararı destekleyici açıklamalarda bulundu.

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, savunma harcamalarının artmaya devam edeceğini ve öncelikli olarak Çelik Kubbe hava savunma sistemine yatırım yapılmasının planlandığını açıkladı.

Bunun dışında hipersonik, balistik ve seyir füze sistemleri, uçak, gemi, tank, insansız kara, deniz ve hava sistemleri, yeni nesil uçak gemisi ve firkateynlere yatırım yapılacağını belirtti.

Peki savunma harcamalarının artması ekonomik büyümeyi nasıl etkiliyor, Türkiye için yüzde 5 hedefinin etkileri neler olabilir?

Türkiye’ye etkisi ne olabilir?

NATO verilerine göre Türkiye’nin savunma harcamaları 2023’te tahmini 16,6 milyar dolarken bir yılda yaklaşık yüzde 37 oranında artarak 2024’te 22,7 milyar dolara çıktı.

Bu da 2024 GSYH’sının yaklaşık 2,1’ine denk geliyor.

NATO verilerine göre, Türkiye’nin 2024 GSYH üzerinden yüzde 3,5 hedefine ulaşması için, yaklaşık 15 milyar dolarlık ek harcama yapması gerekiyor.

BBC Türkçe’ye konuşan Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) Direktörü Sinan Ülgen, bu durumun Türkiye’nin maliye politikası bakımından bazı zor tercihlerle karşı karşıya kalabileceğini tahmin ediyor.

“Çünkü toplam kamu geliri içerisinde artık savunmaya kayda değer biçimde daha yüksek bir pay ayırma mecburiyeti doğmuş oldu” diye ekliyor.

Türkiye’nin savunma harcamalarının GSYH içindeki payı (%)

Bradford Üniversitesi’nde Barış Çalışmaları ve Uluslararası Kalkınma bölümünde Ekonomist Prof. Dr. Ferda Halıcıoğlu, NATO taahhüdüyle Türkiye’nin savunma sanayii yatırımlarındaki verimliliği ve ihracatını “daha da yüksek düzeylere çıkarmak zorunda kalacağını” öngörüyor.

BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Halıcıoğlu, “Aksi takdirde iktisadi refah kayıpları artacaktır” diyor.

Türkiye’nin savunma harcamaları ve ekonomisi üzerinde de çalışmaları bulunan Halıcıoğlu, savunma sanayiinin son yıllarda ekonomiye net katkısının beş milyar dolar civarında olduğu gözlemini paylaşıyor.

Buna karşın, “iktisadi açıdan savunma harcamalarının artışının her zaman için eğitim ve sağlık harcamalarının artışından, diğer bir deyişle refah artışından, bir vazgeçiş olarak değerlendirildiğini” belirtiyor.

“Bu iktisadi tercih sorunu önemli bir çelişki olarak gündemde kalmaya devam edecektir” diyor.

Dr. Luqman Saeed’in hesaplamalarına göre 1960- 2018 yılları arasında Türkiye’nin askeri harcamaları GSYH’ının ortalama yüzde 3,3’üydü.

Saeed, harcamaların uzun vadeli ekonomik getirilerinin sınırlı olduğu görüşünde.

Buna bağlı olarak harcamaların daha fazla artmasının kaynakların verimsiz bir şekilde tahsisine yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Prof. Halıcıoğlu Türkiye’de savunma sanayiine cumhurbaşkanlığı tarafından verilen özel ödenekler gibi fonlar dahil edildiğinde GSYH içindeki payının yüzde 5’lere çıkabileceğini öngörüyor.

Ancak bu fonlar NATO hesaplamalarına dahil edilmiyor.

Kişi başına savunma harcaması, 2024 (ABD doları)

NATO Zirvesi’nin ardından Türkiye’de bu yönde endişelerini dile getiren kesimler de oldu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, 27 Haziran’da yaptığı açıklamada “Türkiye’nin bütçe öncelikleri gözetilmeden yapılacak artışların” sağlık, eğitim, sosyal hizmetler ve altyapı gibi hayati alanlara olumsuz etkisi olabileceği uyarısında bulundu.

Bağcıoğlu, bu hedeflerin “NATO merkezli değil, Türkiye’nin kendi güvenlik gerçeklikleri ve milli çıkarları doğrultusunda” belirlenmesi gerektiğini savundu.

Karara Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) da tepki gösterdi.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu 27 Haziran’da yaptığı açıklamada yüzde 5 oranını eleştirerek şöyle konuştu:

“Asgari ücrete zam isteyenlere ‘enflasyon artar’ denilecek, emekli aylıklarına kaynak yok denecek, eğitimden, sağlıktan, sosyal hizmetlerden kamu yatırımları kesilecek. Kısacası, kamu kaynakları insanca yaşam için değil, savaş için seferber edilecek.”

‘Bölgesel güvenliğin baltalanması ekonomik performansa zarar verebilir’

Uzmanlar, Türkiye’nin savunma harcamalarını artırma kararının jeopolitik gelişmelerden bağımsız değerlendirilemeyeceği kanısında.

Ferda Halıcıoğlu, Türkiye NATO’nun en büyük ikinci ordusuna ve kapasitesine sahip olduğunu hatırlatıyor.

“İçinde bulunduğu jeopolitik ortam nedeniyle savunma harcamalarında artış yapmak durumunda” olduğunu belirtiyor.

2024 yılı merkezi yönetim bütçe giderleri

Luqman Saeed de “askeri harcamaları artırmamak ulusal veya bölgesel güvenliği baltalıyorsa, ortaya çıkan istikrarsızlğın” ekonomik performansa zarar verebileceğini söylüyor.

“Bu gibi durumlarda, askeri harcamalar ekonomik ve sosyal kalkınma için gerekli koşulları güvence altına almak amacıyla gerekli bir yatırım olarak görülebilir” diyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da NATO Zirvesi dönüşü uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, toplantının Avrupa Atlantik güvenliğinin krizler, çatışmalar ve savaşlarla sınandığı bir dönemde gerçekleştirdiklerini vurguladı.

Türkiye’nin “yüzde 5’i yakalamaya en yakın” ülkelerden biri olduğunu savundu.

Savunma sanayii Türkiye’de neden popüler?

Uzmanlar, savunma harcamalarının Türkiye’de popüler olduğunu ve bütçe içindeki dağılımın etkisinin hemen hissedilmeyeceğini söylüyor.

Ferda Halıcıoğlu, “Türk halkının önemli bir çoğunluğunun savunma sanayiine yapılan yatırımlardan gurur duyduğu ve mutlu olduğu” gözlemini paylaşıyor.

Bunun “Türkiye’nin bulunduğu coğrafya nedeniyle birçok iç ve dış tehdit ile karşı karşıya olduğuna inanmasıyla” bağlantılı olduğunu belirtiyor.

Halıcıoğlu, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı etkileyen Arap Baharı adı verilen ayaklanmalardan PKK tehdidine, Rusya- Ukrayna savaşından İsrail-Hamas savaşına birçok farklı nedenle savunma harcamalarının artırılmasının destek gördüğünü belirtiyor.

“Bu konuda muhalefet ve iktidar partileri bir uzlaşma içinde sayılabilir. Ayrıca iktidar partisi, AKP savunma sanayiindeki yatırımları ve atılımları her genel seçimde bir propaganda malzemesi olarak kullanıyor” yorumunu yapıyor.

Sinan Ülgen, “Türkiye’de savunma bütçesinin artışının genel olarak toplum tarafından kabul görme geleneği başka ülkelere göre daha yüksek” diyor.

Ülgen, NATO’nun koyduğu hedeflerle harcamaların 10 yıla yayılmasının da katkısıyla, artışın kamuoyunda büyük tepki toplamasını beklemediğini belirtiyor.

Savunma harcamalarıyla ekonomik büyüme arasında nasıl bir ilişki var?
Ekonomistler, savunma harcamalarının ekonomiyi temelde iki şekilde etkileyebileceğini söylüyor.

Luqman Saeed, bunlardan ilkinin fırsat maliyeti argümanı olduğunu söylüyor.

“Bu yaklaşıma göre, savunmaya harcanan her dolar, sağlık, eğitim veya altyapı gibi sektörlere harcanmayan bir dolardır” diyor.

Saeed, bu alanlara yapılan harcamaların getirisinin daha yüksek ve uzun vadeli büyüme üzerinde daha doğrudan etkilere sahip olabildiğini söylüyor.

“Bu görüşe göre, askeri harcamalar ekonomik olarak verimsiz kabul edilir” diye ekliyor.

İkinci yaklaşımsa, savunma yatırımlarının askeri yatırımın sonunda sivil sektöre fayda sağlayan teknolojik gelişmelere yol açtığını savunuyor.

Bu durum yan etki veya spin off etkisi olarak biliyor. İyi bilinen örnekleri arasında internet ve GPS yer alıyor.

Saeed, “Ancak, bu tür faydalar yavaş gerçekleşme eğilimindedir ve genellikle belirsizdir” yorumunda bulunuyor.

2013 yılın yapılan ve askeri harcamaların büyümeye etkisini inceleyen 170’e yakın araştırmaya dair bir anket, bunların sadece 23’ünün ikisi arasında olumlu bir ilişki bulduğunu ortaya koyuyor.

Dr. Luqman Saeed’in 2023’te yayımlanan hakemli araştırması, 1960-2012 döneminde 133 ülkenin askeri harcamalarının ekonomiye etkisini inceliyor.

Bu çalışma, savunma harcamalarının GSYİH içindeki payının 1 puan artmasının ekonomik büyümeyi 1,1 puan azalttığına işaret ediyor.

Dr. Luqman Saeed NATO taahhüdünün ekonomik açıdan bazı ülkeleri zorlayabileceğini öngörüyor.

Saeed’e göre bu artış, Euro bölgesinde, özellikle yüksek borç seviyelerine veya sınırlı mali alana sahip ülkelerde zaten sıkı olan bütçeler üzerinde baskı yaratabilir.

Ayrıca, “Süreçte sosyal harcamalar önceliklendirilmezse eşitsizliği daha da kötüleştirebilir” diyor.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.