Rusya’nın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Nebenzya, ABD’nin Irak ve Suriye’ye yönelik taarruzlarının, başkanlık seçimleri öncesinde Joe Biden idaresinin imajını düzeltme eforu olduğunu belirtti.
BM Güvenlik Kurulu toplantısında konuşan Vasiliy Nebenzya, ABD’nin Suriye’deki yasadışı üssüne yapılan atağa misilleme olarak gösterdiği ve 2003’ten bu yana Ortadoğu’da gerçekleştirdiği en büyük hava operasyonunun hiçbir mazereti olmadığını kaydetti.
Nebenzya, “Bu güç gösterisini her şeyden önce ABD’nin içindeki siyasi duruma tesir yapma gayreti, giderek sürat kazanan başkalık seçim kampanyası bağlamında mevcut ABD yönetiminin uluslararası arenada düşen imajını bir şekilde düzeltme olarak görüyoruz” diye konuştu.
ABD’nin ataklarının mevcut ateşi alevlendirmeyi amaçladığını kaydeden Nebenzya, bunun da temel hedefinin ABD’nin dünyadaki hakim pozisyonunu ne kıymetine olursa olsun korumak olduğunu dile getirdi.
Bu akınların çatışmayı körüklemeye devam etme maksadını taşıdığını kaydeden Rus diplomat, ABD’nin Suriye ordusunun ülkenin doğusundaki, bilhassa de IŞİD kalıntılarıyla mücadelenin devam ettiği Deyr ez-Zor vilayetindeki mevzilerini de hedef aldığını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
ABD’nin bu hareketlerinin Gazze’de eşi gibi görülmemiş şiddeti de körükleyen bir adım olduğunu kaydeden Nebenzya, “ABD ve uşakları İsrail’in Gazze’de insanlık dışı ve kanlı operasyonunu sürdürmesine izin veriyor, buna BMGK’de ateşkes eforlarını engellemek de dahil” açıklamasını yaptı.
Nebenzya, konuşmasının sonunda uluslararası toplum ve kuruluşlara seslenirken, Washington ve müttefiklerinin Irak ve Suriye’nin bağımsızlıklarını ihlal eden eylemlerini kınama davetinde bulundu.
Çin: ABD’nin askeri faaliyetleri bölgede yeni çatışmaya yol açıyor ve gerginliği artırıyor
Çin’in BM Daimi Temsilcisi Zhang Jun ise ülkesinin mevcut durumdan önemli telaş duyduğunun altını çizdi.
Jun, “Çin, BM Kaidesi ile ülkelerin toprak bütünlüğü ve egemenliğini ihlal eden tüm faaliyetlere karşı çıkıyor” dedi.
ABD’nin Ortadoğu’da çatışma ortamı yaratmadığını savunduğunu anımsatan Jun, “Ancak gerçekte tam zıddını yapıyor. ABD’nin askeri faaliyetleri bölgede yeni çatışmaya yol açıyor ve gerginliği artırıyor” sözlerini kullandı.
Jun, tarihin askeri yolların tahlil olmadığını birçok defa gösterdiğini ifade ederek, şiddet kullanımının yalnızca daha fazla krize yol açtığını kaydetti
‘Bölgedeki temel sorun İsrail rejimi tarafından yürütülen ve ABD tarafından desteklenen soykırımdır’
Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi Koussay Aldahhak ise ABD’nin taarruzlarını yasal göstermek için çoğu zaman ki temelsiz mazeretlerini tekrar ettiğini söyledi.
ABD’nin BMGK’de daimi üye pozisyonunu berbata kullandığını ve Suriye dahil öbür ülkelerin iç işlerine karıştığını savunan Aldahhak, “Suriye, ABD’nin bölgede casuslarını korumak için gerçekleştirdiği taarruzları yasal göstermek ismine ortaya attığı mazeret ve palavralarını tümüyle reddediyor” dedi.
İran’ın BM Daimi Temsilcisi Amir Saeid İravani de ABD’nin Irak ve Suriye’ye yönelik atakların şiddetle kınadı.
ABD’nin askeri faaliyetlerinin yasadışı ve haksız olduğunu savunan İravani, aynı vakitte ABD ve İngiltere’nin Yemen’e yönelik ataklarına da karşı çıktı.
İravani, ABD ve İngiltere’nin temelsiz bir şekilde İran’ı suçlayarak Ortadoğu’daki mevcut durumun gerçek sorumlusundan dikkati uzaklaştırmayı amaçladığını kaydetti.
İran’ın bölgede gerginliği artırmayı amaçlamadığını ve Irak’ta hiçbir askeri mevcudiyeti bulunmadığını söyleyen İravani, Suriye’de ise yalnızca askeri istişarelerinin bulunduğunu ifade etti.
İravani, “Herkes biliyor ki bölgedeki temel sorun İsrail rejimi tarafından yürütülen ve ABD tarafından desteklenen temiz Filistinlilere yönelik işgal, şiddet ve soykırımdır” diye konuştu.
Irak’ın BM Daimi Temsilci Yardımcısı Abbas Kadhom Obaid El-Fatlawi ise ABD ataklarının ‘ikili ilişkilerinin’ tabiatına uygun olmadığını söyledi.
Kendi topraklarına yönelik her türlü saldırıyı kınayan El-Fatlawi, söylediği söz edilen atakların Irak’ın egemenliği ve güvenliğini ihlal ettiğinin altını çizdi.
El-Fatlawi, “BMGK, tüm ülkelerin toprak bütünlüğünü korumak zorundadır” dedi.
ABD Başkanı Joe Biden, Suriye ve Irak’taki İran İhtilal Muhafızları Ordusu ile bağlı milis grupları hedef alarak üs saldırısına karşılık vermeye başladıklarını ve bu karşılığın “kendi seçtikleri zaman ve mekanlarda” süreceğini açıklamıştı.
Suriye ve Irak’ta İran’ın desteklediği milisler ve Yemen’deki Husiler, İsrail’in Gazze’deki ataklarına tepki maksadıyla ABD ve İsrail’e ait amaçlara füze ve insansız hava araçlarıyla taarruzlar düzenlemeye başlamıştı.
Irak’taki milisler, 28 Ocak’ta Ürdün-Suriye sınırında ABD’nin askeri üssünü kamikaze insansız hava araçlarıyla vurmuş, atakta 3 ABD askeri ölmüş 40’tan fazla kişi de yaralanmıştı.
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı, 28 Ocak’taki akına karşılık, Irak ve Suriye’de İran İhtilal Muhafızları Ordusuna ve ona bağlı milis güçlere ait toplam 85 hedefe hava taarruzları düzenlediğini duyurmuştu.
Biden yönetimi, söylediği söz edilen hücuma karşılık olarak çok katmanlı ve vakte yayılmış şekilde akınlar düzenleyeceğini ve İran dayanaklı kümelerin hedef alınacağını açıklamıştı.