“Müdahale için ilk 6 saat kritik değere sahip”
Nörolojik bir rahatsızlık olan inme ülkemizde her yıl binlerce insanın sakat kalmasına yahut hayatını kaybetmesine sebep oluyor. Kişiyi gece uykuda bile yakalayabilen inmenin bir zelzele gibi sinsice ve apansız gelen bir hastalık olduğunu söyleyen Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. İsmail Kırbaş, hastalığa yönelik farkındalık ve şuur konusunda büyük bir eksik olduğu konusunda uyardı. Kırbaş, vaktinde müdahale ile ölümlerin önüne geçilebilecek yeterliliğe sahip olunduğunun kıymetine vurgu yaparak, inme sonrası ilk 6 saatin kritik kıymete sahip olduğunun altını çizdi.
Ülkemizde her yıl yaklaşık 140 bin kişi nörolojik bir rahatsızlık olan inme (felç) nedeniyle sakat kalıyor yahut hayatını kaybediyor. Araştırmacılar, dünya genelinde inme (felç) kaynaklı ölümlerin 2050 yılına kadar yüzde 50 artış göstererek yılda yaklaşık 10 milyon insanın hayatını yitirmesine neden olacağı öngörüsünde bulunarak önemli tabloyu gözler önüne seriyor.
“İnme konusunda farkındalık kâfi seviyede değil”
İnme erken teşhis ile sebepleri tedavi edilebilir çok önemli ölçüde önlenebilir bir hastalık olduğunu ve bu yönde farkındalık oluşturulması gerektiğinin altını çizen Girişimsel Radyolog Uzmanı Doç. Dr. İsmail Kırbaş, “İnsanoğlunu öldüren yahut sakat bırakan en sık 3 sağlık sorununun başında kalp krizi, kanser ve inme gelmektedir. Bu üç hastalıktan kalp krizi ve kanser konusunda yaygın bir şekilde bilgi ve davranış kültürü oluşmuş durumda. Bunun oluşmasına genel sağlık denetimleri, yazılı ve görsel basın bildirileri, kanser taramaları, kalp sağlığı konusunda ülkenin her tarafına yayılmış tabip, işçi ve aygıt ağı çok katkıda bulunuyor. Fakat maalesef bu farkındalık inme hastalığı konusunda kâfi seviyede bulunmuyor.” dedi.
“Sessizce ve birdenbire geliyor”
İnmenin beyne pıhtı atması yahut kanama ile ansızın oluşan beyin felci durumu olduğunu belirten Doç. Dr. İsmail Kırbaş, şu sözleri kullandı:
“İnme ismi üstünde apansızın, apansız oluşan zelzele gibi insan üstüne çöken bir hastalıktır. Beyin elektrik sinyalleri ile bedeni kumanda eder. Dolayısı ile beyinde meydana gelen olay elektrik kesilmesi ansızın olur ve dramatiktir. Kanama da olsa pıhtı atması da olsa neden beyin dışında gelişen bir durum olduğundan beyin etkilenene kadar bir belirti maalesef yoktur. Sonuç da sarsıntıya bezer. Ya hafif bir sarsıntı ile kurtuluş, ya ani vefat yahut arası olursa sakatlık. İnme gece uykuda bile gerçekleşebilir. Uykuya yatan bir insan, uykusunda inme geçirerek, felç halinde uyanabilir. Yatağa bağlı yahut uzun süren sakatlığın en sık sebebi inmedir.”
“Tek eksiğimiz farkındalık ve bilinç”
“İnme konusunda tek eksiğimiz farkındalık ve bilinç” diyen Doç. Dr. İsmail Kırbaş, “İnme için check up programı yurt dışında risk grubu insanlarda yapılmaktadır. Bu husus maalesef bizim ülkemizde kâfi derecede ele alınmamaktadır. Beyefendisine pıhtı atması şahdamarı darlıkları ve kalpden kaynaklanmaktadır. Şahdamarı tetkikleri (Doppler tetkiki, tomogafik anjiografi) derhal her yerde ulaşılabilir olup rahat bir şekilde yapılabilmektedir. Ek olarak kalp değerlendirmesi, birtakım çok önemli kan tetkikleri de yapılmalıdır.” sözleriyle inme kaynaklı ölümlerin en aza indirilmesi için kişisel farkındalık oluşturmanın kıymetini vurguladı.
“Risk kümelerindeki bireyler incelenebilir”
Risk kümesinde olan şahıslarda erken tespitin mümkün olduğunu belirten Doç. Dr. İsmail Kırbaş, “İnme sebepleri kanser ve kalp krizinde olduğu gibi bilhassa risk kümesinde olanlar incelenerek tespit edilebilir. Ve bu nedenler de günümüzde artık başarılı bir şekilde tedavi edilmektedir. Kâfi ki teşhis konulsun. Sık olması, dramatik olarak birey ve toplum sıhhatini etkilemesi açısından bu bahis epeyce kıymetlidir. Risk kümesini ise kısaca 55 yaş üzeri olmak, sigara içicisi olmak, şeker hastası olmak (özellikle sistemsiz şeker tedavisi olanlar), kalp damar hastalığı olması yahut geçirilmiş kalp damar by-pass hikayesi, hipertansiyon hastalığı olmak ve yüksek kolesterolü olmak şeklinde özetleyebiliriz.” tabirini kullandı..
“Kritik zaman dilimi ilk 6 saat”
İnmenin yaşandığı dakikadan itibaren ilk 6 saatin müdahale için kritik değere sahip olduğunu söyleyen Kırbaş, “Beyin kan akışını durdurarak (pıhtı atması ile) meydana gelen inmelerde ilk 6 saatte (özellikle ilk 3 saat) kasık atardamarından girilerek anjio eşliğinde süratli bir şekilde pıhtı çıkarma süreçleri yapılabilmektedir. Bu işlem artık ülkemizin birçok kentinde yapılmaktadır. Bu son 7-8 yılda kat edilen çok çok önemli bir yol oldu. Bu süreçle birçok hayat kurtarılabilmekte ve sakatlıklar önlenebilmekte. Lakin bu işlem yapılan hastalarda bile yüzde yüz tam sağlık durumu mümkün olmayabilir. Her hastada farklı senaryolar mümkündür. Onun için olay yaşanmadan önce tespit edilmesi büyük ehemmiyet taşımaktadır.” ifadelerini kullandı.