Özgür Özel: AKP’ye oy veren seçmenin bile yüzde 82’si bu eğitim sisteminden rahatsız
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, eğitim sisteminde ulusal mutabakata varmanın ehemmiyetine işaret ederek, ”Bizimkiler boyacı küpü benzeri ‘müfredat yaptık, yedi gün içinde görüş bildirin’ diyor. ‘Yedi gün kâfi mi’ deyince ‘yüzde 50 zam yaptım, 10 gün olsun’ diyen bir anlayışla yönetiliyor Türkiye Milli Eğitim’i… AKP’li bayan seçmenin milli eğitim siyasetlerinden memnuniyeti yüzde 18. AKP’ye oy veren seçmenin bile yüzde 82’si bu eğitim sisteminden rahatsız” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP İzmir Kent Başkanlığını ziyaretinin akabinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ı makamında ziyaret etti.
Ziyarette, CHP İzmir Şehir Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun yanı sıra, CHP Genel Başkan Yardımcıları Deniz Yücel, Murat Bakan, Ensar Aytekin, Burhanettin Bulut ve CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan da bulundu.
Ziyarette konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, şunları kaydetti:
”Seçimlerden sonra aşağı yukarı 2 ay geçti. Bu süre içerisinde ağır bir çalışma içerisindeyiz. Öncelikle seçim sürecinde vilayetimize sağladığınız özel destek için… Tam 7 kez geldiniz ve o süreçte çok önemli katkılar verdiniz. Yürekten teşekkür ederim. Bu zaferin en çok önemli hisse sahibi olarak sizleri çoğu zaman dinlemeye ve sizin önderliğinizde çalışmalarımızı sürdürmeye devam ediyoruz. İzmir’de yeni kuşak belediyecilik anlayışıyla hoş bir dönem başlattık. İki aydır yeniden yapılanma ve genel manada biraz yenilikçi uygulamaları belediyeye taşıdığımız bir dönem geçiriyoruz. Zaman zaman sizlere de bunlara ilişkin bilgiler iletiyoruz. Bu hoş takımın bir kesimi olmak bizim için bir onur.”
“AKP’li bayan seçmenin milli eğitim siyasetlerinden memnuniyeti yüzde 18”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yeni müfredat üzerinden ülkedeki eğitim sistemini de eleştirerek şunları söyledi:
”Maalesef Türkiye kötü bir eğitim sistemine sahip. Almanya ile Türkiye arasında ihracat ve ithalat arasında inanılmaz bir dengesizlik var. Biz onlara çok kolay ve üretmeyi düşünmedikleri ürünleri genle olarak ihraç ediyorken onlardan üst düzel teknoloji ithal ediyoruz. Almanlar dünyanın en çok bilinen dört büyük otomobil markasına sahipler ve üretiyorlar. Onların iki tanesi bize birini BAE’ye birini Suudi Kralı’na oburunu Katar’a satıyorlar. Kendileri mütevazi minibüslere biniyorlar. Zira Almanya’da demokrasi var. Liderler mütevazi halk güçlü. Bu tarafta liderler prestijden tasarruf etmiyorlar. Halk yoksul. Alman ekonomisi ve eğitimini çok iyi bilen biri olarak şunu söylerim. Üzerinde bir ulusal mutabakat sağlanmış olan eğitim sistemleri var. Herkesin istek gösterdiği ve içinde olduğu bir eğitim sistemi var. Bizimkiler boyacı küpüi ‘müfredat yaptık, yedi gün içinde görüş bildirin’ diyor. ‘Yedi gün kâfi mi’ deyince ‘yüzde 50 zam yaptım, 10 gün olsun’ diyen bir anlayışla yönetiliyor Türkiye Milli Eğitim’i. ÇEDES kapsamında yedi yaşındaki çocukların sınıfına tabut getirenlerden, arkadaşlarından birine kefen giydirip başında ağlatanlardan, Kabe’yi getirip tavaf öğretiyoruz diyerek aslında o çocukların Müslümanlığı öğretmek, İslamiyet’i tanımak açısından da yanlış yönlendirildikleri, pedagojiden uzak saçma sapan işlerle uğraşılan saçma sapan bir durum var. Karne bizim tarafımızdan verilmesin. Çok muteber anket şirketlerinin anket kuruluşlarında. AKP seçmeninin en az şad olduğu kesim, AKP’li bayan seçmenin milli eğitim siyasetlerinden memnuniyeti yüzde 18. AKP’ye oy veren seçmenin bile yüzde 82’si bu eğitim sisteminden rahatsız. Maalesef Türkiye’de bilimsel, çağdaş ve kaliteli eğitime erişim sınıfsal bir sorundur artık. Çocuğunu özel okula gönderemeyenler ve iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar kendi geleneğini sürdürmeye çalışan, zorlanan okulları kazanacak kadar yetkinliği olmayanlar, maalesef bilimsel, çağdaş eğitime, iyi eğitime ulaşmaktan uzaktırlar. Bu bahiste atılması gereken çok çok önemli adımlar var. Bundan sonraki süreçte de eğitim konusunda duyarlılığımızı, sert tenkitlerimizi, yapan istikamet göstermemizi ve geleceğe dair tekliflerimizi her daim dile getireceğiz.”
”Çünkü biz adiliz, paylaşımcıyız”
Türkiye Belediyeler Birliği bütçesinin adil dağılımına vurgu yapan CHP Genel Başkanı Özel, şu görüşlere yer verdi:
”CHP olarak 31 Mart’ta kazandığımız çok iyi sonuca, 47 yıl sonra birinci parti olmak… Bu bir siyasi başarıdırfakat bir zaferden çok bir görev ve sorumluluk olarak görüyoruz. O yüzden kimseyi ötekileştirmeden, itmeden, kakmadan, çok çok önemli sorumluluklar yapacağız. Birazdan Sayın Belediye Başkanımızla ki bu kadar ağır misyonlarının yanında Sağlıklı Kentler Birliği’nin Başkanlığını da bir tabip olarak kabul etti. Kendisi ile Ege Belediyeler Birliği’ne de gideceğiz. Türkiye Belediyeler Birliği seçimleri, bugün İstanbul’da yapılan Tarihi Kentler Birliği seçimleri, Ege Belediyeler Birliği seçimleri. Hepsi CHP’nin yönetim anlayışını gösteren, çok çok önemli örnekler. Paylaşımcılığını gösteren çok çok önemli örnekler. Geçmişte AKP, MHP ile çoğunluğu sağlayıp bütün yönetimi alıyorken, biz tek başımıza çoğunluğu sağlayıp yarısını biz alalım, yarısını geri kalan alsın. Biz hakkımızdan azını alalım dedik. AKP, MHP, DEM, İYİ Parti, Yeniden Refah ve Büyük Birlik Partisi’ne, yedi partiye ki en çok delegesi olan altı parti, ayrıyeten İYİ Parti’nin de iki delegesi var. Onları da dışarıda bırakmadan görev teklif ettik. Bu görevi Yeniden Refah, İYİ Parti ve DEM kabul etti. Cumhur İttifakı karşımıza aday çıkardı. Fiilen Yeniden Refah, Cumhur İttifakı’nda değil, bizim yanımızda yer aldılar. Bundan sonraki süreçte ne olur bilinmezbizim kucaklayıcı tutumumuz, Cumhur İttifakı’nın bir kısmı tarafından benimsendi. Bize bir koltuk vermeyen, AKP’ye dört koltuk teklif ettik. MHP’ye koltuk teklif ettik. ‘Birlikte yönetelim’ dedik. Kendi adaylarını çıkardılar. Kaybettiler. ama birçok AKP’li belediye başkanı bize oy verdi diye AKP’de şu anda soruşturma açıldı. Zira biz adiliz, paylaşımcıyız.
”Biz yüzde 50+1’i alıp, yüzde 100 yetki kullanmayı demokratik bulmuyoruz”
Eskiden 100 liralık bir bütçenin 98,5 lirasını Cumhur İttifakı’na, 1,5 lirasını da cumhur ittifakına gelir mi diye muhalif belediyelere ışık yakmaya kullananlara karşı, biz ne kadarsa iktisattaki gücümüz o kadar ekonomik kaynak kullanacağız. Gerisini de diğer arkadaşlarımız, belediye liderlerimizle birlikte paylaşacağız. Zira biz yüzde 50+1’i alıp, yüzde 100 yetki kullanmayı demokratik bulmuyoruz. Biz bir kişinin her şeye karar vermesini, bir partinin her şeyi yapmasını doğru bulmuyoruz. Bu mevzudaki yaklaşımımız kesinlikle bundan sonra da devam edecek. Ben bir kere daha Cemil Lidere, seçilen bütün belediye liderlerimize, hangi siyasi partiden seçilmiş olursa olsun hem ilçelerde hem de büyükşehirdeki belediye meclis üyelerine muvaffakiyetler diliyorum. Bundan sonraki süreçte de CHP olarak Cumhuriyetin gözbebeği bu kente, Atatürk’ün gözbebeği bu kente gözümüz gibi bakmaya, canımız sahip çıkmaya devam edeceğiz. İzmir’de yüzler daha çok gülecek. İzmir’in en çok yüzü yeniden önümüzdeki genel seçimlerin akşamı ümit ediyorum saat 21.00’i bulmadan bütün Türkiye ile birlikte en çok İzmir’in de yüzü gülecek.”